
Koroner anjiyografi, kalp damarlarını (koroner arterler) görüntülemek ve olası tıkanıklıkları veya darlıkları değerlendirmek amacıyla yapılan özel bir görüntüleme testidir. Kalp damar hastalıklarının teşhisinde altın standart olarak kabul edilir ve özellikle kalp krizi riski taşıyan hastalarda kullanılır. Koroner anjiyografi sırasında, bir kontrast madde kullanılarak koroner damarlar net bir şekilde görüntülenir ve darlık veya tıkanıklık olup olmadığı değerlendirilir.
Koroner anjiyografi, damar darlıklarının yanı sıra damar sertleşmesi (ateroskleroz) veya plak birikimi gibi durumların tespit edilmesinde de önemli bir rol oynar. Kardiyolog Prof. Dr. Hakan Uçar, bu konuda uzmanlaşmış olup, ileri görüntüleme teknikleri ile hastalarına en doğru tanı ve tedavi seçeneklerini sunmaktadır.
Kalp, dört odacıktan oluşan ve vücudun kan dolaşımını sağlayan bir organdır. Bu odacıklar, sağ ve sol atriyum ile sağ ve sol ventrikül olarak adlandırılır. Kalbin sağ kısmı, oksijen bakımından fakir kanı akciğerlere pompalarken, sol kısmı, oksijenlenmiş kanı tüm vücuda pompalar.
Kalp kasını besleyen damarlar, koroner arterler olarak adlandırılır ve kalbin işlevini sürdürmesi için gereklidir. İki ana koroner arter bulunur: sağ koroner arter (RCA) ve sol ana koroner arter (LCA). Sol ana koroner arter kendi içinde sol ön inen arter (LAD) ve sirkumfleks arter (LCx) olarak ikiye ayrılır. Bu arterler, kalbin çeşitli bölgelerine oksijen ve besin sağlar.
Koroner arterler, kalp kasının sürekli olarak ihtiyaç duyduğu oksijen ve besin maddelerini sağlamakla görevlidir. Kalbin kasılmaları sırasında oluşan basınç, kanın koroner arterlere ulaşmasını kolaylaştırır. Bu akış, kalbin kendi sağlıklı işlevini sürdürebilmesi için gereklidir.
Koroner arterlerin iç yüzeyleri pürüzsüzdür, bu sayede kan akışı rahatça sağlanır. Ancak, zamanla koroner arterlerde yağ, kolesterol ve diğer maddeler birikerek damar duvarında plak oluşumuna neden olabilir. Bu durum, kan akışını azaltarak kalbin beslenmesini zorlaştırır ve kalp krizi riskini artırır. Koroner arterler bu nedenle sağlıklı kalp işlevi için kritik bir role sahiptir.
Koroner Arter Hastalıkları (KAH), kalbin kas dokusunu besleyen koroner arterlerde daralma veya tıkanıklık meydana gelmesi sonucu oluşur. Bu tıkanıklık, genellikle ateroskleroz adı verilen damar sertleşmesi nedeniyle gelişir. Aterosklerozda damar duvarında yağ, kolesterol ve kalsiyum birikir ve plaklar oluşturur. Plaklar zamanla büyüyerek kan akışını kısıtlar ve kalp kasının yeterince oksijen almasını zorlaştırır.
Koroner arter hastalıklarına neden olan başlıca risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı ve obezite yer alır. Aynı zamanda stres, hareketsiz yaşam tarzı ve kötü beslenme alışkanlıkları da koroner arter hastalığı riskini artırır. Kalp krizi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilen bu durumlar, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilir.
Koroner arter hastalıklarının en yaygın belirtisi göğüs ağrısı (angina pektoris) olarak bilinen rahatsızlıktır. Göğüste sıkışma, yanma veya baskı hissi şeklinde kendini gösterir ve genellikle fiziksel aktivite veya stres sırasında ortaya çıkar. Diğer belirtiler arasında nefes darlığı, çarpıntı ve halsizlik bulunur. İleri evrelerde, tam tıkanıklık olması durumunda kalp krizi meydana gelebilir.
Tanı koymada öncelikle fiziksel muayene ve hasta öyküsü önemlidir. Ardından kalp ritimlerini incelemek amacıyla elektrokardiyogram (EKG), kalbin genel durumunu değerlendirmek için ekokardiyografi ve koroner arterlerde tıkanıklığı değerlendirmek amacıyla stres testi uygulanabilir. Bu yöntemler sonucunda yüksek risk saptanırsa, kesin tanı koymak için koroner anjiyografi önerilir.
Koroner anjiyografi, kalp damarlarındaki tıkanıklıkları ve daralmaları değerlendirmek için kullanılan özel bir görüntüleme testidir. İşlem sırasında, genellikle kasık veya bilekten bir damar yolu açılarak kateter adı verilen ince bir tüp kalbe doğru ilerletilir. Bu kateter yoluyla, damarların daha net görüntülenmesini sağlayan kontrast madde enjekte edilir. Kontrast madde, damar içini aydınlatarak koroner arterlerin görünürlüğünü artırır ve tıkanıklıkların veya daralmaların yerini belirlemeye olanak tanır.
Koroner anjiyografi işleminin temel amacı, kalp kasının yeterli kan akışını alıp almadığını belirlemek ve olası damar tıkanıklıklarını saptamaktır. Bu sayede, tespit edilen daralmalar için anjiyoplasti, stent yerleştirme veya bypass cerrahisi gibi tedavi seçenekleri değerlendirilir. Anjiyografi işlemi sırasında herhangi bir riskle karşılaşmamak için işlem öncesinde hasta detaylı bir değerlendirmeden geçirilir.
Koroner anjiyografi işlemi, hasta için uygun bir damar yolunun açılmasıyla başlar. Genellikle kasık veya bilek damarından yapılan bu işlemde, lokal anestezi uygulanır ve ince bir kateter damar yolundan kalbe yönlendirilir. İşte koroner anjiyografi adımları:
İşlem genellikle 30 dakika ile 1 saat arasında sürer ve hastalar aynı gün taburcu olabilirler. Ancak işlem sonrası kanama riskine karşı, hasta bir süre gözlem altında tutulur.
Koroner anjiyografi farklı tekniklerle yapılabilir. Temel olarak geleneksel koroner anjiyografi ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) Anjiyografi olarak iki ana türü bulunur:
Bu yöntem, doğrudan damar yolundan kateter yerleştirilerek kontrast madde enjeksiyonu ile yapılan klasik anjiyografi tekniğidir. Genellikle kalp damar hastalığı olan ve acil tedavi gerektiren vakalarda kullanılır.
BT anjiyografi, koroner arterleri kateter olmadan görüntüleme imkanı sağlar. Bu yöntemde kol veya damar yoluna kontrast madde verilir ve BT cihazıyla görüntüleme yapılır. Daha az invaziv bir yöntem olup, cerrahi riski yüksek hastalar için uygun bir alternatif sunar. Kardiyolog Prof. Dr. Hakan Uçar, BT anjiyografi konusunda geniş bir deneyime sahip olup, hastalarına bu yöntemle güvenli tanı imkanları sunmaktadır.
Koroner anjiyografi genellikle güvenli bir prosedür olarak kabul edilir. Ancak her tıbbi işlemde olduğu gibi bu işlemde de bazı riskler ve komplikasyonlar oluşabilir. Olası riskler şunlardır:
Bu risklerin önlenmesi amacıyla işlem öncesi ve sonrasında hasta sıkı bir şekilde izlenir. Prof. Dr. Hakan Uçar’ın tecrübesi sayesinde, komplikasyon riski minimize edilerek güvenli bir işlem gerçekleştirilir.
Koroner anjiyografi işlemi sonrası hastaların iyileşme süreci genellikle hızlıdır. İşlem sonrası gözlem süresince kanama riski takip edilir ve hastalar işlemden birkaç saat sonra taburcu edilebilir. Ancak bazı durumlarda işlem sonrası 24 saatlik gözlem gerekebilir.
İyileşme sürecinde hastaların ağır aktivitelerden kaçınmaları, bol sıvı tüketmeleri ve doktorlarının önerdiği ilaçları düzenli olarak kullanmaları önemlidir. İşlem sonrasında kasık veya bilekte şişlik, hafif ağrı veya morarma normaldir. Ancak kanama, şiddetli ağrı veya ateş gibi beklenmedik durumlar oluşursa, derhal doktora başvurulmalıdır.
Prof. Dr. Hakan Uçar, koroner anjiyografi alanında geniş bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip bir kardiyolog olarak, minimal invaziv yöntemlerle hastalarına güvenli ve etkin çözümler sunmaktadır. Prof. Dr. Uçar, ileri görüntüleme teknolojilerini kullanarak hastalarına hızlı ve doğru tanı koyma sürecinde başarı sağlamaktadır.
Özellikle yüksek risk taşıyan vakalarda güvenli bir anjiyografi süreci sunan Dr. Uçar, her hastasına bireysel olarak özel tedavi planı oluşturur. Uzmanlık alanındaki deneyimleri sayesinde, koroner anjiyografi işlemlerini komplikasyon riskini minimize ederek gerçekleştirir ve hastalarının yaşam kalitesini artırmayı hedefler.
Koroner anjiyografi sonrası, hastanın durumu ve damar tıkanıklığının derecesine göre tedavi planı oluşturulur. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, anjiyoplasti, stent yerleştirme ve bypass cerrahisi bulunur:
Eğer damar tıkanıklığı hafif düzeydeyse, hastaya kan sulandırıcı, kolesterol düşürücü ve tansiyon düzenleyici ilaçlar verilebilir. Ek olarak sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve sigaradan uzak durma gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir.
Anjiyoplasti, tıkanıklığın olduğu bölgeye balon yerleştirilip şişirilerek damarın genişletilmesi işlemidir. Bu işlem sonrasında tıkanıklığın yeniden oluşmasını önlemek için genellikle stent adı verilen bir destek yerleştirilir.
Damar tıkanıklığının ciddi olduğu vakalarda bypass cerrahisi tercih edilir. Bu yöntemde tıkalı damarların yerine yeni damarlar yerleştirilerek kan akışının düzenlenmesi sağlanır. Bypass, kalp sağlığını iyileştiren ve uzun vadeli çözüm sunan bir tedavi yöntemidir.
Koroner anjiyografi sırasında lokal anestezi uygulandığı için hasta genellikle ağrı hissetmez. İşlem sırasında damar yolunun açıldığı bölgede hafif bir baskı hissi olabilir, ancak ciddi bir ağrı oluşmaz. İşlemden sonra kateter yerleştirilen bölgede hafif ağrı veya morarma olabilir.
Koroner anjiyografi sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu edilebilir ve 1-2 gün içinde normal günlük aktivitelerine dönebilirler. Ancak, ağır fiziksel aktivitelerden birkaç gün boyunca kaçınılması önerilir. Doktorunuz işlem sonrası dikkat etmeniz gereken konular hakkında sizi bilgilendirecektir.
Koroner anjiyografi işlemi genellikle 30 dakika ile 1 saat arasında sürer. İşlem süresi, hastanın damar yapısına ve tıkanıklığın ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir. Ancak hazırlık ve iyileşme süresi ile birlikte hastanede toplam 2-4 saat kadar kalınabilir.
BT anjiyografi, kateter kullanılmadan damarların bilgisayarlı tomografi ile görüntülenmesini sağlar. Geleneksel anjiyografi ise doğrudan damar yoluna kateter yerleştirilerek yapılır. BT anjiyografi daha az invaziv bir yöntemdir ve cerrahi riski yüksek hastalar için uygun bir alternatiftir.
Hemen Arayın
Email İle İletişime Geçin
7/24 Danışma İmkanı